Başlarken…
05 Temmuz 2023
Kıymetli dostum Akçakoca Kültür Platformu Başkanı Hasan Uzunhasanoğlu 6 ay kadar önce Mısır’a gerçekleşecek Kültür turundan bahsederek davet etmişti.
Aynı Platform ile Orta Avrupa Turu, Büyük İran Turu ve Bosna Hersek yurt dışı seyahatlerini geçtiğimiz yıllarda keyifle gerçekleştirmiştik.
Eski dostlar ile bir araya geleceğimiz yeni arkadaşlar ile tanışacağımız gözde rotalardan Mısırda hem tatil hem de dünya tarihinin ilk büyük medeniyetini görme imkânı bulmuştuk.
Dünyanın en uzun nehri olan Nil Nehri üzerinde seyahatimizin 3 gününü geçirdik. Nil Nehri kıyılarındaki alüvyonlu topraklarda tarım ile beraberindeki hayatı gözlemlerken rotamızda güneyden kuzeye doğru limanlara uğrayıp ziyaretlerimizi gerçekleştirmiştik.
Nil Nehrinde Esna geçidine yaklaştığımız anlarda yakınımızdaki Cruise Gemilerinden birine yanaşan bir kayığı gözlemledim. Ne yapmaya çalıştıklarını anlamaya çalışırken çok hızlı bir şekilde gemiye sandallarını bağladılar ve gemi ile paralel gitmeye başladılar.
Hem sandalın üzerinde ustaca duruyorlar hem de geçmişten hatırlayacağımız “bohçacı” tadında bağırarak ürünlerini sergilemeye çalışıyorlar. Maalesef başarılı olamadılar. Komşu gemidekiler satın almadıkları gibi satılan ürünlerle ilgilenmediler bile. Bunca emek boşa gitmişti.
Aynı satış ekibi sandallarını gemiden kurtararak benimde içinde bulunduğum gemiye yöneldiler. Sandallarında motor yoktu, çok hızlı kürek çekerek sandallarını bizim gemiye bağladılar.
Aynı mücadele şimdi bizim tarafta başladı. Hem hareket halindeki sandalın üzerinde durmaya çalışıyorlar, hem de nehir yüzeyinden 5-6 kat yukarıda Cruise Gemisinin terasında bulunan potansiyel müşterilere seslerini duyurmaya çalışıyorlardı.
“Heyy, heyyyyy” diye gücünün yettiğince bağıran, satış ekibi geminin terasındaki misafirlerin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Deyim yerindeyse “tarzanca” karşılıklı bir iletişim başladı. Kayıkta açılan örtülerden beğenilenler geminin terasına tam isabet lojistik ile ulaştırılıyordu.
Terasta oturan Türk turistler oturdukları alanda ürünleri açıyor, Mısırlı satıcılar alternatif renk taleplerine sınırlı cevap veriyorlardı. Geminin terası bildiğiniz Pazar yeri haline gelmişti.
Aldı beni bir gülme!
Hem gülüyorum hem düşünüyorum.
Diğer gemi misafirleri belki de daha önceden görmedikleri satış tekniğine önyargılı mı yaklaşmıştı?
Komşu geminin misafirlerinin ürünlere hiç ilgi duymayıp, bizim gemide ürünlere azami ilgi ve talep oluşturan neden neydi?
Bizim gemideki potansiyel müşteriler ile iletişim engelleri nasıl aşılmıştı?
Benimde dahil satın aldığımız örtüler istek miydi, ihtiyaç mıydı?
Ve bizde istek nasıl oluşmuştu?